Son yıllarda uluslararası ilişkilerde büyük bir değişim yaşanırken, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Kafkasya bölgesine yönelik barış çabaları dikkat çekici bir hal almıştır. Azerbaycan ile Ermenistan arasında yıllardır süren çatışmaların ardından, bu iki ülke arasında sağlanan anlaşma, bölgedeki dinamikleri köklü bir şekilde değiştirebilir. Peki, Trump’ın bu süreçteki rolü ve ABD’nin Kafkasya’daki stratejisi ne anlama geliyor? İşte detaylar.
2020 yılında, Azerbaycan ve Ermenistan arasında gerçekleşen 44 günlük savaştan sonra, iki ülke arasında barış sağlanmasını hedefleyen anlaşmalar yapılmaya başlandı. Ancak bu süreç, Trump’ın ABD Başkanı olduğu dönemde, birçok uluslararası aktörün dahil olduğu karmaşık bir diplomasi trafiğiyle ilerledi. Azerbaycan, özellikle Türkiye’nin desteğiyle, bölgedeki stratejik konumunu güçlendirirken, Ermenistan ise bu süreçte pek çok yükümlülükle karşı karşıya kalmıştır. Geçtiğimiz aylarda Trump, bu barış sürecine dair yürütülen diplomatik görüşmelerde, özellikle bölgedeki güvenliği artıracak adımlar atılması gerektiğini vurgulamıştır. Trump’ın barış çabaları, doğrudan ABD’nin bölgedeki etkisini artırmayı hedeflerken, aynı zamanda Rusya’nın etkinliğini zayıflatmayı amaçlıyor.
Trump, Azerbaycan-Ermenistan barış sürecine katkıda bulunarak hem bölgedeki çatışmaların önüne geçmeyi, hem de büyük yüzleşmelerin önünü açmaya çalışmaktadır. Ancak bu sürecin başarılı olup olmayacağına dair birçok soru işareti bulunmaktadır. Öncelikle, Trump ve ekibinin barış müzakerelerine katılımı, nasıl bir dönüşüm yaratacak? Sonuç olarak, iki ülke arasında kalıcı bir barış sağlama hedefi, sadece anlaşmalarla değil, aynı zamanda uluslararası destekle mümkün hale gelecektir. ABD’nin bölgede daha aktif bir rol alması, diğer dünya güçleri için de önemli bir stratejik kaygı oluşturabilirken, Trump’ın yaklaşımı, barış sürecinin hem kurumsal hem de toplumsal meşruiyetini tartışmasız kılmayı hedeflemektedir.
Bununla birlikte, Trump’ın Kafkasya ile ilgili hamleleri, seçim döneminde de önemli bir rol oynaması beklenen dış politika eksenini göstermektedir. Gelecek süreçte, Azerbaycan-Ermenistan anlaşmasının nasıl bir yol haritası çizeceği ve bölgedeki dengeleri nasıl etkileyeceği merakla beklenmektedir. Kafkasya’daki barışın kalıcı olabilmesi için tarafların yanı sıra uluslararası aktörlerin de sürece dahil olması gerekecektir. Trump’ın bu barış müzakerelerine katkısı, aynı zamanda Amerika'nın bu bölgedeki politik etkisini de artırma amacı taşımaktadır.
Sonuç olarak, Trump’ın Kafkasya’daki barış çabaları, sadece iki ülke arasında değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilere dair önemli bir dönüm noktası olabilir. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki bu yeni anlaşmanın, daha geniş bir barış ve istikrar ortamı oluşturup oluşturmayacağı ise zamanla netlik kazanacaktır. Trump’ın Kafkasya’daki barış çabaları, ilerleyen dönemlerde bölgedeki güç dengelerini belirlemek açısından kritik bir unsur olarak öne çıkabilir.